“Yapacağınız hangi seçimin mutluluk ya
da mutsuzluğa neden olacağını biliyor musunuz? Bu seçimi bu makalede keşfedin.”
“En
büyük özgürlüğümüz, dışımızdaki birinin ya da bir şeyin bizi nasıl
etkileyeceğine karar verme hakkımız ve gücümüzdür.” Stephen R. Covey
Bu muhteşem bir özgürlüktür. Bunu başka bir şekilde ifade
edecek olursak, en büyük özgürlük niyetimize karar verme hakkımız ve gücümüzdür.
- Kontrollü davranışlarımızla acıya karşı korunmak.
- Kendimiz ve başkaları için hangi davranışların sevecen olduğunu öğrenmek.
Niyetimiz sevgiyi öğrenmek olduğunda, başkalarının bizi
nasıl etkileyeceğine karar veririz.
Eğer benim niyetim başkalarının benim hakkımda
hissettiklerini kontrol etmekse, o zaman başkaları benden hoşlanmazsa üzülürüm.
Kendimi reddedilmiş ya da değersiz hissedebilirim. Onları değer duygum için
sorumlu kılarım ki, bu da mükemmel olarak, şirin olarak, işleri doğru yaparak,
doğru şeyleri söyleyerek, doğru görünerek, doğru uygulayarak ve benzeri
davranışlarda bulunarak, diğer insanların benim hakkımda hissettiklerini
kontrol etmeye çalıştığım anlamına gelir. Böyle yaşamak çok zordur!
Benim niyetim kendime karşı sevecen olmaksa, o zaman değer
duygum için sorumluluğu başkalarına vermem. Bunun yerine esas değerimi
tanımlarım –görünüşüme ya da yaptıklarıma göre değil– şefkat, merhamet, özen
gösterme, anlayış, yaratıcılık, azim, erdem ve benzer özelliklerime göre.
Kendimi programlanmış ego yaralı zihnime göre değil de yüksek benliğimin
gözlerinden tanımlamayı öğrenirim. Eğer bir insan benden hoşlanmazsa insanların
kim oldukları ve hissettikleri hususunda kontrolüm olmadığını kabul ettiğim ve
onların davranışlarını kişisel almamın kendime karşı sevecen bir davranış
olmadığını bildiğim için bunu kişisel almam.
Odak noktam kendimi sevmek ve sevgimi başkalarıyla
paylaşmak olduğunda, bana sevinç veren davranışlarda bulunurum. Acı verici dış
olaylar beni anlık etkilese de niyetim kendimi sevmek olduğunda, çabucak kendi
hislerim için şefkat beslemeye başlar, yalnızlık, kâlp ağrısı, kâlp kırıklığı,
elem, keder veya üzüntünün içinden geçmemde bana yardımcı olacak huzurlu bir
ruh haline girerim.
Bu durum sonuçta kime yetki verdiğime bağlıdır – kendi
içimdeki ruhsal rehberliğe mi, yoksa diğer insanlara ve olaylara mı yetki
veriyorum. Diğer insanlar ve olaylara yetki verdiğimde, diğer insanların ve
şartların bir kurbanı olurum. Kendi içimdeki ruhsal rehberliğe yetki
verdiğimde, her zaman bir hakikat, barış ve sevinç kaynağına erişebilirim.
Mutluluğum ya da mutsuzluğum benim seçimimdir ve
tamamen benim niyetime bağlıdır – ki bu son kertede benim özgür irademle
yaptığım bir seçimdir.
Niyetim kontrol edemediğim şeyleri kontrol etmek
olduğunda ya da kendime, diğer insanlara ve gezegene karşı kontrol amaçlı
sevecen olmadığımda kendi mutsuzluğumu kendim yaratırım. Maddelere veya
süreçlere olan çeşitli bağımlılıklarla acımı, diğer insanların onayını alarak
hislerimi ya da kendime ve diğer insanlara karşı sevecen olmayan şekillerde
davranarak diğer insanları ve sonuçları kontrol etmeye çalıştığımda kendimi
mutsuz ederim. Sonucun aracı mazur göstereceği inancıyla hareket etmek, bana
asla sevinç vermez.
Niyetim, kendime ve diğer insanlara karşı sevecen olmak
olduğunda, kendime, diğer insanlara ve gezegene kendimin ve hepimizin en yüksek
hayrına olacak şekilde davranırım. Kendime ve diğer insanlara karşı sevgi dolu
davranışlarım her zaman derin bir sevinç hissi verir.
Kendinizi
ve diğer insanları sevmeyi öğrenme niyetini seçtiğinizde, kendinizi bilgelik,
hakikat ve neşe kaynağıyla kişisel güç, bütünlük ve bağlantı içine sokarsınız.
Dr.
Margaret Paul
Çeviri: Mihriban Doğan
mihribandogan@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder